Sosyal medya ve dizilerin Dilimize/Türkçe’ye etkileri/zararları
Teknolojik çağın en büyük hediyesi olan ‘’sosyal medya’’ yani hızlı iletişimi sağlayan en büyük alternatifimiz. Fakat milletçe var olmamızın en büyük özelliklerinden biri olan ‘’Türkçemizi’’ bize kaybettirmek üzere olduğunu biliyor muydunuz?
Dil bir ülkenin birliğinin ve bağımsızlığının en önemli simgesidir. Dil bir milletin kültürüdür. Dilini kaybeden bir millet, milli benliğini, değerlerini, özünü ve daha da doğrusu her şeyini kaybetmiş, yitirmiş demektir. Bu yüzden Türkiye’yi Türkiye yapan ve sahip olduğumuz en güzel değerlerden biri olan Türkçemize sahip çıkmamız gerekir. İnsan nasıl beyinsiz yaşayamazsa bir millette dili olmadan var olamaz. Beyin nasıl insanın vücudunu kontrol ediyorsa, dilde bir milletin kontrol noktasıdır. Düşüncede, konuşmada, yazmada kısacası hayatımızın her yerinde dil vardır. Bu bağlamda dilin ne kadar önemli olduğu açıkça görülmektedir.
Sosyal medya günümüzde insanlar tarafından çok kullanılır hale geldi. Sevdiğimiz insanlarla hızlı iletişime geçmek onlardan haberdar olmak herkesin hoşuna gidiyor. Yalnız dikkat edilmeyen bir gerçek var. Dilimizin özelliklerini kaybediyoruz !! Türkçe kelimeleri yazarken ‘’selam’’ yerine ‘slm’ ’’merhaba’’ yerine ’mrb’ yazan artık genç nesil var. Galiba sesli harflere gerek duymuyoruz. Ayrıca yeniden ürettiğimiz bu kelimelere yabancı dillerden eklemeler yapıp normal hayatımızda da kullanıyoruz. Diğer tehlike ise yabancı kelime özentisi; bu tehlikenin sonunda ortaya çıkan dil kirliliği var. Günümüzde ‘’tamam’’ kelimesinin yerine ‘’ok’’ kelimesinin kullanılması gibi. Diğer taraftan ülkemizdeki dizilerde ve yapılan televizyon programlarında dikkat çekmek için yabancı kelimeler kullanılması dilimiz ve bizim aramızı bir adım daha açıyor. Dizilerde ki yanlışlar saymakla bitmiyor. 6-10 yaş arası bir çocuğun televizyonda ‘‘aşkitoşkom’’ ‘’babişkom’’ kelimelerini duyarak anne ve babasına böyle hitap etmesi verilebilecek en önemli örneklerden bir tanesi. Bu durumda anne ve babalara büyük görevler düşüyor. En önemlisi RTÜK’ünde buna önlemler alması gerekir. Çünkü Türkçe olmayan sözler adeta Türkçe’nin yavaş yavaş yok olmasına olanak sağlıyor. Bütün bu durumlar ister istemez halka yansıyor ve onları dolaylı olarak da olsa etkileyebiliyor. Bunun yanında halkın milli bilinci yozlaşmaya gidiyor. Ünlü filozof Konfüçyüs bir sözünde; ‘’Bir ülkeyi yıkmak istiyorsunuz önce dilini tahrip edin” demiştir. Eğer biz hala bir şeyleri sezip, hissedemiyor ve de düşünemiyorsak sadece dilimizde değil bizi biz yapan ve birbirimize bağlayan tüm değerlerimizde tehlike çanları çalıyor demektir. Yıkılmamak için ayakta durabilmek için bizi biz yapan dilimize hep beraber sahip çıkmalıyız.
Eğer özetleyecek olursak; dil kullanımında Türkiye’de ciddi sıkıntılar olduğunu hep beraber görüyoruz aslında ama önemsemiyoruz Toplum hayatında önemli yeri olan yazılı ve görsel medyanın hassas olmadığı bu konuda biz hassasiyetimizi gösterelim. Tepkilerimizi ortaya koyalım ve bu büyük tehlikenin bilincine varalım. İlk önce dilimize millet olarak biz sahip çıkalım. Devletimize bu durumda çok iş düşüyor. Eğer devlet babalık yapacaksa bu konuda da babalık yapması gerekmez mi? Devlet, ülkemizdeki televizyon dizilerinin ve sosyal ağların zararlarını engellemek için çalışmalar yapmalı ve Türkçemize sahip çıkmalıdır. Çok sık kullandığınız sosyal medyayı şimdi de devlet görevlilerine bu büyük sorunu duyurmak için kullanmak gerekmez mi?
Dil konusu çok önemli bir konu ve sorunun çözümü için atılması gereken çok adım var. Bu noktada ilk önce kendimizden başlayıp güzel Türkçemizi kullanırken daha dikkatli olmalı ve çevremizdekileri de dilimizi doğru kullanmaları konusunda bilinçlendirmeliyiz.
kaynak: aa23.org
Bir önceki yazımız olan Güzel 'giyinmek', 'soyunmak' değildir! - Mini Etek/ Mini Beyin başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.