Toprak kazdık
Harç kardık
Sırtımızla taş taşıdık
Anıt eser yaptık
Ağaç yetiştirdik
Çimen ektik
Diken söküp, gül diktik
”Komadı karanlığın ağaları
Halk uyansın, ülke çiçeğe dursun”
Toprak kazdık
Harç kardık
Sırtımızla taş taşıdık
Anıt eser yaptık
Ağaç yetiştirdik
Çimen ektik
Diken söküp, gül diktik
”Komadı karanlığın ağaları
Halk uyansın, ülke çiçeğe dursun”
Beceremedik biz bu işi,
Çocukalara ‘ad’ olarak kaldı.
Sevgi! Barış! Özgür(lük)!
Yani, o iş de sana kaldı çocuk….
Ece Temelkuran – Ay Işığı
Ya da kartal gibi,
uzun uzun dik dik uçuruma,
kendi uçurumuna bakan kartal gibi…
-Nasıl da yukarıya,
aşağıya, içeriye, Continue reading
“Artık inanamıyoruz; ama inanana inanıyoruz. Artık sevemiyoruz; yalnızca seveni seviyoruz. Artık ne istediğimizi bilmiyoruz, ama bir başkasının istediğini isteyebiliyoruz. İstemek, yapabilmek ve bilmek eylemleri terk edilmedi ama bir başkasına devredilerek genel olarak ilga(*) edildiler.”
Jean Baudrillard
Görürsün, konuşursun;
Konuşamazsın bazen..
Çabalarsın;
uzanamazsın,
tutamazsın..
Özlersin sonra.
Sonra umutlanırsın,
ardından; yıkarsın umutlarını.
Sonra bir daha,
bir daha sonra!
Bir belirsizlik kaplar içini sonra, bilemezsin..
Emin değilsindir, bir adım beklersin, bir ışık..
Bir adım beklersin hayattan;
o da gelmez.
Susarsın..
Günlerce, aylarca susarsın.
İçine akıtırsın hislerini.
Sonra bir gün pişman olursun beklemelerine, susmalarına..
Ya da olmazsın kim bilir..
..
”Bir insanın yaşayacağı varsa, okyanusa da düşse, dağdan da yuvarlansa yahut zehirli kobra tarafından da ısırılsa, o yaşar.
Eğer vakti gelmediyse, yüzlerce ok vücuduna saplansa, gene ölmez; ama eğer vakti geldiyse, bir kuş otunun batması bile ölmesine yeter.
Çölde korumasız kalana bir şey olmazken, evinde korunaklı yaşayan ölür.”
#Narayana – Hitopadeşa
Yemek de boş içmek de,
Hatta yeri gelmeden sevişmek de.
Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü,
Tam zamanında söylemelisin sevdiğini
Gözlerinin içine baka baka !