Kıymetli Dostlar,
Mümkün olduğunca bu gibi paylaşımlar yapmaktan uzak duran, bir kalıba sokulmak istemeyen ben, bugün bu duygu ve düşüncelerimi dile getireceğim ki bir nebze de olsa rahatlayayım. Sınıflarıyla, kalıplarıyla, dileyen dilediği gibi düşlesin..
Bazı acılar vardır ki bizzat yaşamasanız da canınızı yakar, hatta bazı acılar vardır ki düşüncesi bile çılgınlıktır. Mesela faili meçhule giden Gaffar Okkan ya da Uğur Mumcu gibi ? veyahut Güneydoğu ‘da şehit olan öğretmenlerimiz gibi ya da Akdeniz’de kıyıya vuran mülteci çocuk gibi ? trajikomik bir şekilde, yeni musibet olan zehirlenmeler ve daha nicesi gibi! ? İşte bunlardan birisi de 2 Temmuz 1993’tür. Acının dili, dini, ırkı, mezhebi olmaz. Acı, acıdır. Hepsi bu, insansanız..
Canı cehenneme rahat uyuyanın
Kapısını örtenin perdesini çekenin
Yüreği yalnız kendiyle dolu olanın
Duvarları ancak çarpınca görenin
Canı cehenneme başkasının yangınıyla
Evini ısıtıp yemeğini pişirenin.
Bu yazıyı okuyup da “Nedir bu 2 Temmuz olayı?” diye düşünenler olursa gidip araştırsın bi’ zahmet.
Gayem, bu acıyı düşünüp hissedenlerin, acısını paylaşmak. Biraz da olsa dikkat çekmek, bilinç kazandırmak. (yazının sonunda bir iddia var.) Mesela vaktiyle bu katliamın savunması yapan avukatlardan milletvekilliği yapmış olan ya da mevcudiyette hala milletvekili olan var mı? Birileri bu davanın üstünü kapatmaya, yumuşatmaya, hafifletmeye çalışarak ne yapmak istiyor? Toplum huzuru mu? Hiç düşünmeyin bile.. : )
- “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak!” ,
- “Laiklere ölüm!” ,
- “Yaşasın şeriat!” ve
- “Sivas Aziz’e mezar olacak”
Sloganlarıyla gelenler heykeli yıktılar, ateşe verdiler ve sonra araçları ve sonra da oteli ateşe verdiler.. Tedbirler tam mıydı acaba ?
Suçlu kim! ?
Suçlu, toplumu tahrik eden ateist Aziz Nesin olmuş.
Kim ne dedi?
- Mesut Yılmaz: “Abartmaya gerek yok. Bu kadar kişi bir futbol maçında da ölebilirdi.” diyen dönemin ana muhalefet partisi lideri.
- Tansu Çiller, “Çok şükür otel dışındaki halkımız bu yangından zarar görmemiştir”, o dönemde başbakan.
- Genelkurmay başkanı Doğan Güreş valiyi aradı ve kalabalığın “kara yobaz” olduğunu, derhal temizlenmesi gerektiğini söyledi fakat ?
- Refah Partisi Meclis üyeslerinden Cafer Özçakmak, Nesin için: ‘Asıl öldürülecek hayvan burada’.
O oldu bu oldu, sonuç n’oldu?
Bir sürü dava açıldı tabi, adalet o ya.. Yıllarca sürdü bu dava. 2001 ‘de, DGM (Devlet Güvenlik Mahkemesi) davayı Yargıtay’a gönderdi, Yargıtay, “Bu dava Ankara DGM’nin” dedi, geri gönderdi..
Ee, sonra n’oldu ? Bir ara caydırıcı bir karar alındı, sonra o karar da temyiz yedi.. :)
Sonuç?
13 Mart 2012 ‘de dava zaman aşımından düştü! ” Olur mu arkadaş! ? Can bu can! ” dediler ama..
Şimdi,
Bunlar işin (görünen) medya ve basın tarafı, peki arka tarafta ne var?
Klasiktir, aradan vakit geçer ve bazı itirafçıların ses, görüntü kayıtları ya da mektupları ortaya çıkar. İşte bu olayda da böyle oldu. Konuyla ilgili bir özel hareket subayı itirafçısının görüntü ve ses kaydı var, aşağıda sizinle paylaşacağım. İlgili TV kanalına takılmayın, olaya ve içeriğine odaklanın lütfen.
“Sivas Katliamını Biz Düzenledik!
Emri, Özel Harp Daire Başkanlığı’ndan aldık, ABD ‘nin CIA bölümünden olan kişilerdi ve amacımız, 80’lerde olduğu gibi, Sivas’ta Alevi-Sünni çatışması çıkartmaktı yani parçalayıp, yönetmekti.”
Özel Harp Dairesi, Soğuk Savaş dönemi Türkiyesi’nde, Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde ABD’nin gizli servisi CIA ve NATO işbirliği ile kurulduğu ileri sürülen gizli örgüt.
# Üstteğmen H. Ç.
Destekleyen bir kaynak:
http://www.turkiyegazetesi.com.tr/gundem/49917.aspx
2012 Akit Gazetisi’nin bir manşetine göre, kurşunlanarak öldürenlerin de oldoluğu yönünde
https://belgelerlegercektarih.files.wordpress.com/2012/10/yeni-akit-19-yillik-sir-19-yil-saklanan-sir-sivas-madimakta-yanmadilar-kursunlandilar-alevi-sc3bcnni.jpg
“..Duyduğu vicdan azabıyla şok itiraflarda bulunan Astsubay Galip Deniz, 2 Temmuz 1993’te Ankara GATA’dan çok gizli timin Sivas’a götürüldüğünü, aralarında sağlık görevlileri ve doktorların da bulunduğu bu ekibin otel içerisinde bulunan provokatörler tarafından öldürülen kişilerin vücudundaki mermi çekirdeklerini çıkardığını ..”
Özel Harp Dairesi hakkında:
“1974’teki başbakanlığım sırasında, genelkurmay başkanı semih sancar, örtülü ödenekten birkaç milyon istedi. o yıllarda milyonlar büyük paraydı ve benden istenen, örtülü ödenekteki paranın tümüne yakındı. bu paranın ne amaçla istendiğini sormak zorunda kaldım. “özel harp dairesi için istiyoruz” yanıtı geldi. öyle bir resmi dairenin adını duymamıştım. “şimdiye kadar bu dairenin giderleri nereden karşılanıyordu?” diye sordum. amerika birleşik devletleri’nin karşıladığını bildirdi.” 28 kasım 1990 yılında milliyet gazetesi’nde yayınlanan sözler..
“1 mayıs 1977, 16 mart katliamı, bahçelievler katliamı, maraş katliamı, çorum katliamı, abdi ipekçi cinayeti, disk genel başkanı kemal türkler’in öldürülmesi gibi 12 eylül’e giden yolun kilometre taşlarında ecevit’in sözünü ettiği özel harp dairesi’nin başrol oynadığı sır değildi. giderleri 1974’e kadar abd tarafından, 1974’ten sonra başbakanlığın örtülü ödeneğinden karşılanan özel harp dairesi’nin sivil uzantılarının mhp ve ülkü ocakları militanları olduğu, bizzatt o dairede görev yapmış bir general tarafından, 12 eylül’den birkaç sene önce ecevit’e gayet sıradan bir bilgi olarak söylenebilen bir vakıaydı.”
Mesut Çiçek, Express Dergisi’nin 53. sayısından..
https://eksisozluk.com/ozel-harp-dairesi–1453098?p=1
Tatmin olmazsanız, ilgili bir kitap: Gölgede Kalan İzler ve Gölgeleşen Bizler – Emk. ORG. Kemal Yamak
2012 ‘de Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu’nda da bahsi geçmiştir.
http://www.milliyet.com.tr/yuz-binlerce-sivil-ozel-harpci-var-siyaset-1632972/
Bazı eserler:
Moğollar – Issızlığın Ortasında
Zülfü Livaneli – Yangın Yeri
Bir önceki yazımız olan Biraz #Esperanto ? :) başlıklı makalemizde Esperanto hakkında bilgiler verilmektedir.